Bu yıl olumlu ivmeyi bozacak risklerin ilkinin ‘jeopolitik gerilimler’ olduğu belirtildi. 2024’ün sonlarında yoğunlaşan sosyal, siyasi ve kurumsal çatışmaların bu yıl ivmeleneceğine yönelik beklentiler, bu riskin ilk sırayı almasında etkili oldu. Raporda ikinci risk olarak öne çıkan ise ‘ticari savaşı riskleri oldu. Bunda da yükselen korumacılığın ve tam kapsamlı ticari çatışmalara yönelik potansiyel risklerin belirleyici olduğu belirtildi. Üçüncü risk olarak da ‘sivil huzursuzluk ve kutuplaşma’ yer aldı. Bu riske yönelik ise raporda, gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda artan kutuplaşmaya dikkat çekildi. Ayrıca, Ülke Risk Atlası raporunda Türkiye’ye de yer verildi. Raporda, Türkiye’de büyümenin potansiyel eğilimlere paralel olarak devam edeceği belirtildi. Ancak aynı zamanda, bu büyümenin ‘potansiyel tarihi ortalamanın altında kalacağı’ da öngörüldü. Rapora göre; ekonomi politikalarına ilişkin ülke profili iyileşmiş olsa da satın alma gücünün kademeli olarak erozyona uğraması, reel döviz kurunun değerlenmesi ve rekabet gücünün azalması Türkiye’de 2025-2026 yıllarında kurumsal iflaslar üzerinde baskı oluşturabilir.
Şirketleri bekleyen üç küresel tehlike

