6 ŞUBAT ve sonrasındaki haftalarda Türkiye’nin kalbi deprem bölgesinde attı. Milyonlarca TL’lik destek projesi açıklandı, işbirlikleri yapıldı, Türkiye’nin dört bir yanından paketler TIR’lara yüklendi. Biliniyordu, duygu depremi yatışacaktı. Akut dönem sona erince ihtiyaçlar derinleşecek, asıl sancı o zaman başlayacaktı. Kimilerine göre gerçek ‘kötü gün dostları’ o zaman kendini gösterecekti. Deprem bölgesine her gidene çocuklar, kadınlar aynı şüpheyle, korkuyla soruyorlardı: “Yine gelecek misiniz?” Haklıydılar. Kimileri için depremin sıcağı geçince kalplerle birlikte bütçelerdeki yeri de soğudu. Normaldi. Eğer, sıradan bir deprem felaketi yaşanmış olsaydı. Ama değildi. Resmi verilere göre 120 bin kilometrekarelik alanda 11 il, 124 ilçe, 6 bin 929 köy ve mahalle ağır yıkıma uğradı. 53 bin 537 hayat söndü. 110 bine yakın depremzede yaralı kurtuldu. Yüreklerdeki enkaz ise ‘gitmeyin’ diye feryat eden yanıydı bu felaketin. Duyanlar çok oldu bu feryadı. Sahadan gitmeyenler, üçüncü yılına girerken bu depremin açtığı yaraları iyileştirmeye başkoyanlar inatçı çıkanlar az değil. Elbette kimse için kolay bir süreç olmadı. Ancak güç birliğiyle başa çıkılırdı. Öyle de yaptılar. KADINA GÜÇ VERDİLER İşte o güç birliklerinden birine imza atanlardan Türk Telekom. Herkes kendi gözlüğünden gördü tedavi başlıklarını. Türk Telekom da 2019’dan bu yana ‘Dijitalde Hayat Kolay’ diyordu. Oradan dokundu deprem bölgesine. Zaten akut destekler verilmişti. Uzun süreli katkıya odaklanıldı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Habitat Derneği ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliğinde yürütülen program kapsamında deprem bölgesine öncelik verildi. Çünkü kadın iyileşirse iyileştirirdi de. Proje kapsamında sunulan dijital okuryazarlık ve dijital pazarlama eğitimlerine bölgeden 2 bin kadın katıldı. Eğitimlerin ardından sunulan mentörlük ve hibe programını başarıyla tamamlayan 12’si deprem bölgesinden olmak üzere 20 girişimci kadın iş geliştirme hibesine hak kazandı. Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, deprem bölgesinde yapılanları anlatırken bir kalıcı projenin daha altını çizdi. “Depremden etkilenen illerde hayata geçirdiğimiz 100. Yıl Kütüphaneleri Teknoloji ve Eğitim Desteği projesi ile lise ve üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilerin eğitimlerine önemli katkılar sağladık” dedi. Kütüphanelerden bir yılda 55 binden fazla öğrenci yararlandı. Halen altı ilde 11 olan kütüphane sayısını bu yıl 20’ye ulaştırmayı hedefliyor Türk Telekom. Bölgeye gidenler bilir, bu kütüphaneler yalnızca bilgi değil sosyalleşme açığının kapatılmasına da büyük destek sağladı. Türk Telekom gibi şirketlerin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının (stk) deprem bölgesindeki etkisini de yabana atmamak gerek. Müthiş bir kamu-stk-özel sektör birlikteliği yaşandı bölgede. İşte onlara bazı örnekler… UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ – Mercedes-Benz Türk: Depremin ilk gününden bu yana gönüllüleriyle bölgede olan şirket, işbirlikleriyle çeşitli projelere destek verdi. Bölgede sürekli gönüllüler bulunduruluyor, değişen ihtiyaçlar takip edilip, oluşturulan fonlar buralara yönlendiriliyor. Özellikle çocuklara odaklı işler yapılıyor. Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün ve üst yönetim yine bölgedeydi. AÇEV ile çalışmalar izlendi. Sülün, “Bölgede desteklerin sürekliliğini sağlamak büyük önem taşıyor. Burada çocuklar ve gençler başta olmak üzere her yaştan bireyin toparlanma ve sosyal iyileşme sürecine odaklanarak onları güçlendirmek için destek vermeye devam edeceğiz. Unutmadık, depremin ilk gününden bu yana söylediğimiz gibi unutmayacağız” dedi. – TEGV: Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) deprem bölgesindeki en çalışkan stk’lardan. Bugüne kadar bölgedeki etkinliklere 2 bin 529 TEGV gönüllüsü katıldı ve 64 bine yakın çocuk bu etkinliklerden faydalandı. Gönüllüleri, bağışçıları ve çalışanlarıyla tüm imkânlarını seferber eden TEGV, depremden etkilen çocukların bütünsel gelişimlerini desteklemek ve nitelikli eğitimle buluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor. Ateşböceği Mobil Etkinlik Noktaları ve Konteyner Kent Öğrenim Birimlerinde çocuklarla toplamda 1.2 milyon saat etkinlik gerçekleştirildi. – Hepsiburada: Hepsiburada’nın deprem bölgesine katkısı ticaret hayatının canlandırılması açısından büyük. “Ticaret ve Teknoloji Gücü’ programındaki desteklerle deprem bölgesinden e-ticaret yapan aktif işletme sayısı 10 bini aştı. Bugüne kadar bölgeye 10 milyar TL’ye yakın ticaret hacmi sağlandı. Adana, Hatay, Kahramanmaraş’ta E-ticaret İhtisas Merkezleri kuruldu. Ayrıca bilim atölyeleri, oyun ve sanat aktiviteleri, eğitim materyalleriyle bölgeden 250 bine yakın çocuğa ulaşan şirket, depremin ikinci yılında UNICEF’in dijital destek kartlarını satışa sunarak bölgeyle dayanışmaya devam ediyor. Deprem bölgesindeki satıcıların ürünlerine de Hepsiburada’nın ana sayfasından ulaşılabiliyor. Şirket ayrıca bölgede kadın odaklı sürdürülebilir kalkınma için UN Women Türkiye ve KAGİDER’le işbirliği yaptı. Kadın kooperatiflerinin ürünlerini içeren Kadının Emeği Geleceğin Temeli projesini de hayata geçirdi. – TEV: Türk Eğitim Vakfı (TEV) da ilk günden itibaren aktif çalışanlardan. Bölgedeki öğrencilere yönelik burs desteğinden teknoloji erişimine, barınma yardımlarından psikososyal destek programlarına kadar birçok farklı projenin içinde yer alıyorlar. Bir de bölgede yapılan okullar var. Dört okulun yapımı tamamlandı, ikisi de sürüyor. Vakıf, Geri Döneceğiz Burs Fonu aracılığıyla daha fazla öğrenciye destek için çalışmalarını sürdürüyor. – Akbank: Banka bölgedeki eğitimin sürdürülebilirliğine odaklandı. Güzel Yarınlar Hareketi, ikinci yılında da üniversite kampüslerinde gençlerle buluşuyor. İlk yılında 5 ilde 10 binden fazla gence ulaşıldı. İkinci yıl Malatya ve Adıyaman’ın ardından Gaziantep Üniversitesi’ndeki eğitimlere başlandı. Gezici destek TIR’ı şu ana dek 275 atölyede 5 bine yakın öğrenci ile buluştu. Adıyaman Üniversitesi Gençlik Meydanı’nda faaliyete geçen gençlik merkezi, kısa sürede öğrencilerin sıkça uğradığı bir buluşma noktası haline geldi. 2025 yılı boyunca da toplam 12 bin gence ulaşmayı hedefliyorlar. – Umut Kent: Depremlerin ardından Koç Topluluğu şirketleriyle birlikte AFAD koordinasyonunda Adıyaman, Hatay, İskenderun, Kahramanmaraş ve Malatya’da 5 bin adet konteynerden oluşan ve yaklaşık 20 bin kişinin yaşadığı “Umut Kentler” kuruldu. Sadece barınma değil, yaşamla yeniden bağ kurma alanları olarak birçok stk’nın projesine de ev sahipliği yaptı.
