Raporda, ülkelerin yaptırımlar veya sübvansiyonlar gibi farklı korumacı politikalarla küresel finansal sistemde parçalanmaya yol açtığına ve yaptırımların 2017’den beri yüzde 370 arttığına işaret edildi. Artan jeoekonomik parçalanmadan kaynaklanan önemli riskler bulunduğuna dikkat çekilen rapora göre, küresel gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH), finansal sistemdeki parçalanma nedeniyle 5.7 trilyon dolar kayba uğrayabilir. ETKİSİ 2008 KRİZİ VE COVID’DEN BÜYÜK Ülkelerin uyguladığı kısıtlayıcı ticari politikalar gibi devletçilik politikalarından kaynaklanan parçalanmanın, ticaretin ve sınır ötesi sermaye akışlarının azalması ve ekonomik verimlilik kaybı nedeniyle küresel ekonomide 0.6 trilyon dolar ile 5.7 trilyon dolara kadar kayba mal olabileceği tahmin ediliyor. Söz konusu 5.7 trilyon dolar, GSYH’nın yüzde 5’ine karşılık geliyor. Artan jeoekonomik parçalanmanın ekonomik etkisinin, 2008 finansal krizinin veya Covid-19 salgınının neden olduğu sorunlardan daha büyük olabileceği tahmin ediliyor. Ülkelerin kendi jeopolitik hedeflerini gerçekleştirmek için yaptırımlar ve sübvansiyonlar gibi farklı korumacı politikalarla finansal sistemi kullanması, küresel ekonomide işbirliği ve sürdürülebilir kalkınma için tehdit oluşturuyor. Rapor, dünyadaki yaptırımların 2017’den beri yüzde 370 arttığına işaret ediyor. WEF Mali ve Parasal Sistemler Merkezi Başkanı Matthew Blake, rapora ilişkin değerlendirmesinde, finansal sistemdeki parçalanmanın küresel ekonomi üzerindeki olası maliyetinin çok büyük olduğunu belirterek, “Liderler, ilkeli yaklaşımlarla küresel finans sistemini korumak için kritik bir fırsatla karşı karşıya” uyarısında bulundu.
