Hayat pahalılığının en önemli nedeni olarak yüksek kiralara işaret eden Bakan Şimşek, “Dar gelirli vatandaşlarımızın, ilk defa konut alacakların konuta erişimi bu dönemin en önemli önceliği. Hayat pahalılığının en önemli bileşeni kira, bu nedenle de bu alana büyük önem vereceğiz. Depremin etkisi azaldıkça kaynağın en büyük kısmını konut arzı kanalına yönlendireceğiz. Konut arzını artıracak bütün tedbirleri alacağız. Gıda arzını artırmak da öncelik alanlarımızdan. Enerjide önemli bir sübvansiyon var, devam ettiriyoruz, hem elektrik hem de doğalgazda. Yenilenebilir enerjiye öncelik veriyoruz” ifadelerini kullandı. ‘KIRILGANLIKLARI AZALTTIK’ Yaklaşık 1.5 yıldır uygulanan dezenflasyon programının sürdürülebilir yüksek büyüme ve gelirin daha adil dağılımını amaçladığını vurgulayan Şimşek, şöyle konuştu: “Biz şuna inanıyoruz, Türkiye ekonomisinde kırılganlıkları azalttık, makro finansal istikrarı sağladık. Dezenflasyon başladı, reel ekonomi etkilendi ama şu ana kadar dayanıklı. İstihdam artışı var.” Şimşek, 2025’te yapısal dönüşümü ve dezenflasyonu hızlandıracaklarını söyledi. Cari açıktaki düşüşe işaret eden Şimşek, bunun daha az borç alınacağı anlamına geldiğini, 2025’te cari açıktaki düşüşün devam edeceğini, Türkiye’nin brüt dış finansman ihtiyacının azaldığını, net rezervlerin 100 milyar dolardan fazla arttığını, Türkiye’nin rezerv yeterliliğini sağladığını anlattı. TÜRK LİRASI’NA GÜVEN ARTIYOR Bakan Şimşek, KKM’de geçen yıl ağustostaki zirveye göre 110 milyar doları aşkın düşüş olduğunu, bir belirsizlik kaynağı olan KKM’den çıkarak geleceğe ilişkin riskleri daha yönetilebilir noktaya çektiklerini söyledi. TL’ye güvenin arttığını dile getiren Şimşek, şöyle devam etti: “TL’ye güven kazandırmadan bu program zaten başarılı olamazdı. Bakın Türk Lirası’nın toplam mevduattaki neredeyse yüzde 60 civarına çıktı. Bu programın bir karşılığı olmasaydı, neden bize benzer ülkelere göre risk primimiz 10-15 kat daha fazla düşsün ki? Dolayısıyla gerçekten bu programa sizin de güvenmenizi ve inanmanızı istiyoruz.”
