Dünya kakao üretiminin yüzde 70’inden fazlasını karşılayan Batı Afrika’daki kuraklığın etkileri, Türkiye’deki market raflarına ulaştı. ABD’de faaliyet gösteren emtia borsası Intercontinental Exchange’de kakaonun ton başına fiyatı, geçen hafta 12 bin 931 dolarla tarihi zirveyi gördükten sonra tekrar 10 bin dolar seviyesine geriledi. Ancak, Vadeli İşlem ve Emtia Piyasaları Uzmanı Zafer Ergezen’in verdiği bilgiye göre, 2025’in ilk aylarında yukarı yönlü hareketin devam etmesi bekleniyor. İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçı Birliği (İHBİR) Başkanı Kazım Taycı, kakao fiyatlarındaki son rekor artışların vatandaşa yansımalarının en geç şubat ayı itibarıyla yüzde 20 oranında yansıyacağını söyledi. Ancak işçilik ve diğer giderlerdeki artışlarla birlikte bu oranın yükseleceğine işaret eden Taycı, “Vatandaşın erişebilir fiyatlara ulaşabilmesi adına yurt içindeki ürünlerde çikolata oranı azaltılıp içindeki çikolata dolgusunun, kaplamasının oranı artabilir veya gramajla oynanabilir. Aynı şekilde Dubai çikolatasının da içindeki kadayıfın miktarı artarken Antep fıstığının oranı azalabilir; ürünün önümüzdeki dönemde karamel, meyve dolgulu türevlerinin artacağını düşünüyorum” diye konuştu. BU YILKİ BÜYÜMENİN NEDENİ DE BU Yurt içinde geçen yılın haziran ayından bu yana çikolata fiyatlarının yüzde 200 zamlandığını belirten Taycı, bunun en büyük nedeninin kakaonun, kakao tozunun, yağının ve likörünün 3 ila 3.5 kat artmasından kaynaklandığını anlattı. “Şöyle bir örnek vereyim, bu dönem aralığında kakao yağı 8 bin dolardan 34 bin dolarları gördü” diyen Taycı, “Bu da ister istemez eldeki stoklar bittikten sonra fiyatlara yansıdı” dedi. Bu zamlar sonrası talepteki değişimi sorduğumuz Taycı, çikolata ve şekerleme sektörünün Türkiye’de her yıl yüzde 4-5 bandında büyüdüğünü; bu yıl da bu büyümenin sürdüğünü; çünkü ‘çikolatanın şekil değiştirdiğini’ söyledi. Yani 2025 için yaptığı ‘gramajlarla oynayıp, çikolata oranı düşürülerek’ zammın sınırlı oranda yansıtılması öngörüsünün, aslında bu yıl da olduğunu anlatan Taycı, “Çikolata miktarının yüzdesel olarak daha az olduğu, gramajların geriye çekildiği bir yıl oldu. 2025’te de yine aynı eğilimin devam edeceğini öngörüyoruz” ifadelerine yer verdi. FINDIK, FISTIK DEĞİL KREMA İç piyasadaki ürünlerin yüzde 65-70’ini çikolata kaplamalı, çikolata dolgulu veya çeşnili ürünlerin oluşturduğunu kaydeden Taycı, geriye kalan yüzde 30-35’lik kısmın da ‘nasif çikolata’ denilen Antep fıstıklı, fındıklı çikolataların oluşturduğu bilgisini verdi. Taycı’nın beklentisine göre, 2025’te nasif çikolata ürünlerinin payı yüzde 20’ye inerken; kaplama, dolgu ürünlerin payı da yüzde 80’e yükselecek. “İçinde bulunduğumuz koşullarda çikolata lüks olacak. Firmalar da fiyatları geri çekebilmek, tüketilebilir seviyede kalabilmesini sağlamak için çikolata değil de dışı çikolata kaplamalı ürünlerin payı artıracaktır” diyen Taycı, “İçinde Antep fıstığı kreması, fındık kreması olan ürünlerde de fıstık ve fındık miktarı düşürülerek krema oranı artırılacaktır” değerlendirmesinde bulundu. KURAKLIK VE TEDARİKÇİ ALIMLARI ETKİLEDİ Geçen yıldan bu yana özellikle Batı Afrika’daki kuraklık nedeniyle azalan rekolte, kakao üretiminde ciddi bir açık oluşturunca küresel kakao fiyatları rekor üzerine rekor kırmıştı. Vadeli İşlem ve Emtia Piyasaları Uzmanı Zafer Ergezen’in aktardığına göre, kakao fiyatları bu kez de, 2025’te rekolte açığı beklenmemesine rağmen, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesinin ardından ‘rekolte yine düşük gelebilir’ endişesiyle rekor kırdı. Intercontinental Exchange’de kakaonun ton başına fiyatı, geçen hafta 12 bin 931 dolarla tarihi zirveyi gördü.Ergezen, fiyatların artmasındaki bir diğer önemli nedenin de tedarikçilerin fiyata bakmaksızın alım yapma isteği olduğunu dile getirdi ve şöyle devam etti: “Raporlara göre kakaoda 2025’te üretim açığı beklenmiyor. Fiyatların 10 bin dolar altında dengeye oturması bekleniyor. Ancak 2025’in ilk aylarında mevcut endişelerden dolayı artış eğilimi sürecektir. Bu da Türkiye’deki çikolata fiyatlarının yükselmesine veya çikolata oranlarının, paket boyutlarının küçülmesi gibi sonuçlar yaratabilir.” PAZAR KAYBEDEN İHRACATÇI ÇAREYİ İÇ PİYASADA ARADI Şekerleme ve çikolata sektöründeki ihracatçılar, hem ham madde fiyatlarındaki artış hem de yatay döviz kuru nedeniyle pazar kaybı yaşadıklarını; kaybettikleri Avrupa pazarlarını yeniden kazanmanın yıllar alacağını; çoğu ihracatçının ise piyasa düzelene kadar iç piyasada satışa yöneldiklerini anlatıyor. “10 dolarlık sermaye ihtiyacımız bir anda 20 dolara çıktı. Hem işletme sermayesini bulmakta zorlandık hem de bulduğumuz para çok pahalıydı. Bu yıl en önemli sorunumuz buydu” diyen İHBİR Başkanı Kazım Taycı, şöyle devam etti: “Bazı ülkelerde pazar kaybettik hatta raftan tamamen düştüğümüz ülkeler oldu. AB’de yeni girdiğimiz Almanya, İngiltere, Fransa, İspanya gibi ülkelere çikolata ihraç etme şansımız kalmadı. O ülkelerdeki lokal üreticilerden daha yüksek kaldı fiyatlarımız. Çünkü fiyatımız uygun olduğu için tercih ediliyorduk. Farklı ülkelere yöneldik. Dişimizi tırnağımıza takarak geçen yılın üretim ve ihracat rakamlarını tutturduk ama bıçak kemikte. İhracattan iç piyasaya yönelim arttı, daha da artacaktır. Daha önceden yaklaşık yüzde 70 ihracatçı, yüzde 30 iç piyasaya çalışan firmaların ihracat payları yüzde 60’a çekildi.”
Çikolata yerine dolgusunu yiyeceğiz

